12 Mart 2008 Çarşamba

Manisa Spil Dağı görüntüleri Resimler Müthiş





Ağlayan Kaya

==Ağlayan Kaya==

[[Ağlayan Kaya]] [[Spil Dağı]] eteklerinde bir doğa harikasıdır.

Bugün [[Spil Dağı]]'nın eteklerinde '''Ağlayan Kaya''' ya da diğer adıyla '''Niobe''' Kayası olarak bilinen kayanın bir sanat eseri olup olmadığı antik çağdan beri tartışılır. Doğal aşınma sonucu başı önüne eğik, ağlayan bir kadın görünümü kazanmıştır. Eski [[Yunan]] yazarlarının yapıtlarında da sözü edilen kayanın [[Zeus]]’un taşa dönüştürdüğü [[Niobe]]’yi temsil ettiğine inanılır.

Niobe, [[Yunan mitolojisi]]nde, [[Lidya]] kralı [[Tantalos]]’un kızı ve [[Yunanistan]]’daki [[Tebai]] kralı [[Amphion]]’un karısı ve yitirdiği çocuklarının ardından gözyaşı döken
kahırlı anaların simgesiydi.

Efsaneye göre, altı oğluyla altı kızı vardı ve yalnızca iki çocuğu ([[Apollon]] ve [[Artemis]]) olan [[Leto]]’dan daha doğurgan olmakla övünüyordu. Bu gururu nedeniyle onu cezalandırmaya karar veren Leto, Apollon’a Niobe’nin bütün oğullarını, Artemis’e de bütün kızlarını öldürttü. Çocukların cesetleri 10 gün sonra tanrılar tarafından gömüldü. [[Frigya]]’daki evine dönen [[Niobe]], acılarını dindirmek isteyen [[Zeus]] tarafından Spylos dağının (Spil Dağı-Manisa) yamacında bir kaya parçasına dönüştürüldü.

Ağlayan Kaya yanına yakın zamanda yapılan açık hava tiyatrosu nedeniyle kayayı besleyen su yolları zarar görmüştür. {{fact}}

Manisa - Spil Dağı

Spil Dağı Manisa merkezden kuzey yolunu izleyerek 24 km., İzmir merkezden güney yolunu izleyerek yaklaşık 50 km uzaklıkta, ismi Manisa ile özdeşleşmiş, tarih, mitoloji ve flora bakımından çok zengin bir dağdır.

1968 yılından beri Milli Park sıfatı taşımakta olup, Manisa İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'ne bağlıdır.

Spildağı, Gediz Nehri ovasının 60 metrelik seviyesinden başlayarak Karadağ zirvesinde 1517 metre yüksekliğe ulaşır. Dağın çevresinde derin vâdiler ve bunların içinde dere yatakları bulunmaktadır.

Park’ın doğusunda 600 m yükseklikte bulunan sülük dolu olduğu için "Sülüklü Göl" olarak adlandırılan bir göl bulunmaktadır. Spil Dağı'ında ayrıca mağaralar da bulunmaktadır.

Bitki örtüsü ormanlıktır. Manisa lâlesi gibi endemik türler de dahil olmak üzere, zengin bir floraya sahiptir. Ünlü yaban atlarının yanısıra, diğer yaban hayvanı türleri de mevcuttur.

Türkiye de Golf Turizmi

Golf Turizmi
Uzun bir tarihi olan ve en çok çevreye yönelik spor olarak bilinen golf Türkiye’de son yıllarda büyük gelişme göstermiştir.
Golf, doğa içinde saatler geçirerek günlük sorunlardan kopardığı için, oynayanlar için ideal bir dinlence ve kimileri için bir hayat tarzıdır ve yüksek geliri yabancı ziyaretçiler tarafından tercih olunan bir dinlence türüdür. Bu hususu göz önünde bulundurarak, Türkiye’de diğer spor tesislerini planlı golf sahaları içine katmayı öngörmüş ve uluslararası uyumlu standartlar hedeflemiştir. Gelecek yıllarda ülkemizde uluslararası golf turnuvalarının düzenlenmesi amaçlanmaktadır ve buna göre Türkiye’de 10 golf sahası belirlenmiştir.
Turizm etkinliklerini çeşitlendirmeyi ve tüm yıla yayma yaklaşımını benimseyen Türkiye golf turizmine büyük önem vermektedir. Bu amaçla, sahillerimize ve yüksek kapasiteli konaklama tesislerine yakın alanlar, golf sahasına uygunluğu açısından incelenmiştir. Bu alanların planlanması tamamlanmış bulunmaktadır.
Bu yaklaşımla bazı kamu arazilerinin, gerekli çevresel tesisleriyle birlikte golf sahasına dönüştürülmesi planlanmıştır.

Türkiye de av turizmi

Ülkemiz, çoğrafi yapısı, bitki örtüsü ve av kaynakları açısından bir potansiyele sahip olmasına karşın, tüm dünyada önemli gelişmeler kaydetmiş, nerdeyse bir sanayi haline gelmiş ve av turizminden yeterli pay alamamaktadır. Bunun en önemli nedeni olarak, av hayvanlarımızın bu gün için belirli türler dışında av turizmine sunulabilecek sayısal zenginliğe ulaşmamış olması gösterilmektedir.

Türkiye de Sualtı dalış turizmi

SUALTI DALIŞ TURİZMİ

Türkiye’de turizm amaçlı yapılan sualtı dalma sporu ancak yasaklı olmayan alanlarda ve uygun donanımla müsade edilmektedir. Yabancı dalıcılar ise özel koşulları hakkında resmi belgelere sahip olmaları halinde belgeli bir Türk rehber ile dalış yapmak zorundadırlar.
Uygun donanımla dalma sınırı, 30 metredir. Eğitsel amaçla bu sınır 42 metreye çıkarılmıştır. 30 metreyi geçen dalışlar uygun dalış ve tıp donanımıyla yapılmalıdır. Türk arkeoloji ve kültür değerlerini korumak üzere, Türk eski eserleri ve doğal numuneleri sınır dışına taşımak kesin şekilde yasaktır.

Türkiye de botanik(Bitki inceleme) Turizmi

BOTANİK (BİTKİ İNCELEME) TURİZMİ
Türkiye'de topoğrafya ve iklim çok değiştiğinden, bitkiler ve çiçeklerde öyle değişir. Karadeniz Bölgesi çay yaprağı ağaçları ve kozalak ormanları Türkiye'de bulunmuş olan elmalar, incirler,çilekler ile tanınmıştır. Değişik iklim kuşullarının yaşandığı Türkiye’de değişik bitki türleri bulunmaktadır. Bu açıdan botanikle ilgilenen turistler için oldukça cazip bir ülkedir.
Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler

Türkiye de Yayla Turizmi

YAYLA TURİZMİ

Turizm sektörü, dünyada ve ülkemizde doğa, özgü kimlik ve aktif tatil arayışının giderek arttığı yeni bir süreç içine girmiştir. Ülkemiz sahip olduğu çok zengin doğal değerler ile doğa sporlarına yönelik büyük bir potansiyelide bünyesinde barındırmaktadır.
Ülkemiz koşulları bakımından günümüzde en zengin olanakları sunan "Yayla Turizmi" öncelikle ele alınmış ve 1990 dan başlayarak, özel bir proje çerçevesinde bu türün geliştirilmesine yönelik araştırma planlama ve altyapı ihtiyaçlarının karşılanmasına hız verilmiştir. Amaç, yaylalarımızın koruma-kullanma dengesi içerisinde turizm amaçlı değerlendirilmesidir.
Karadeniz Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Orta Anadolu bölgelerinde bulunan yaylalarda turizm potansiyeli araştırmaları yapılmış olup, çoğunluğu Karadeniz Bölgesinde bulunan 23 yayla turizm merkezi ilan edilmiştir.

Türkiye de Turizm de Şehir Turları

ŞEHİR TURLARI

İSTANBUL
Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Sultan Ahmet Cami, Yerebatan Sarayı, Kapalı Çarşı ve çok sayıda diğer saray, cami ve müzeler. Topkapı sarayı hazineleri ve Kapalı çarşı (yarım gün). Boğaz, Asya yakasındaki çam ormanları ve Çamlıca tepesini ve Beylerbeyi Sarayı Süleymaniye Cami, Sultanahmet Cami, Roma hipodromu, Topkapı Sarayı ve Kapalı Çarşı.
ANKARA
Kale, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, Resim ve Heykel Müzesi, Ogüst Tapınağı, Roma Hamamları, Atatürk'ün Mozalesi, Bakırcılar Çarşısı. Frigya Mezarı, Kral Midas'ın Tepesi, Müze Midas Şehri ve kaya oymaları, Hattuşaş'a tam gün gezi. Boğazkale, Hitit Şehri, Kral Kapısı, Fırtına Tanrısı Mabed, Yazılıkaya.
ANTALYA
Arkeoloji Müzesi, Hadrian Kapısı, eski liman, Düden Şelaleleri, Kesik Minare, Yiyli Minare, Aspendos, Perge, Side, Termesos ve Faselis. Aspendos, Perge, Düden ve Kurşunlu Şelaleleri, Antalya Arkeoloji Müzesi, Alarahan, Damlataş Mağarası, Alanya Kalesi, Kızılkule, Ulaş Park, Manavgat Şelaleleri, Köprülü Kanyon Ulusal Parkı, ve Selge, Manavgat Irmağında gemi gezileri. Eski Kentler: Perge, Aspendos ve Side.
Alanya Müze, Selçuk Kalesi, Kızılkule ve kısa bir gemi turu. Termesos ve Düden Şelaleleri
KEMER
Faselis, Olimpos, Kale, Kekova, Kalkan, Termasos, Bey Dağları, Perge, Aspendos, Side, Alanya, Manavgat, ve Düden Şelaleleri. Olimpos ya da Faselis’e gemi turu. Kale(Noel Baba Müzesi ) Kekova, Perge, Aspendos, Side, Düden, ve Manavgat Şelaleleri. Termasos, Pamukkale, Kapadokya, Saferi Turu.
BURSA
Çekirge (Atatürk Köşkü, Termal Hamamlar, Karagöz Anıtı, Kültür Park, Arkeoloji Müzesi) Tophane (Osmangazi ve Orhangazi Türbeleri, eski Türk evleri ve kahvehaneleri) Muradiye (Osmanlı Evi Müzesi, Muradiye Külliyesi.);Koza Meydanı ve Çevresi ( Ulu Cami, Orhan Cami, Kapalı Çarşı, Eski Hanlar, Yeşil Türbe ve Cami, Türk ve İslam Sanatları Müzesi).
ULUDAĞ
Yazın piknik yeri, Kışın Kayak merkezi. Mudanya, Gemlik, Kumla.
İZNİK
İznik Gölü, Ayasofya Cami, Yeraltı Mezar Odaları, Şehir Surları, Eski Tiyatro, Arkooloji Müzesi ve Kervansaray.
İZMİR
Arkeoloji Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, Atatürk Müzesi, Selçuk Yaşar Sanat Müzesi, Kadifekale, Agora, Şirinyer ve Yeşildere Kemerleri, Selçuk ve Osmanlı Devri Camileri.
Eski ilk Hıristiyan Uygarlığı Efes ve Hz., Meryem'in Evi, Klasik Kentler (Tam gün)
BERGAMA
Eski uygarlık ve Doğal Harikalar , Pamukkale, Hierapolis ve Afrodisyas. Eski Osmanlı Mimarisi ve Klasik Arkeoloji, Manisa Cami Külliyeleri ve Arkeoloji Müzesi.
ÇEŞME
Hisar, Kervansaray, eski şehir ve evler, Ilıca, Boyalık Koyu, Dalyan, Şifne, Paşa Liman, Çiftlikköy; Pırlanta Plajı ve Altınkum Plajı, Ildırı, Alaçatı.
KUŞADASI
Efes, Meryem Ana Evi. Priene, Milet, Didim. Pamukkale, Hierapolis ve Afrodisyas. Bodrum, Çamiçi (Bafa) Gölü. Bodrum Gemi Turu Yarımada
GÖREME
Göreme Açık Hava Müzesi, ünlü kiliseler, (Elmalı Kilise, Yılanlı Kilise, St. Barbara Kilisesi, Çarıklı Kilise, Tokalı Kilise, Kavanlık Kilise), Kaymaklı, Mazı, Derinkuyu ve Özkonak yeraltı şehirleri.
MARMARİS
Kale, Kaunos, Datça, Knıdos, Prıene, Milet, Didim. Gökova Körfezine Gemi Gezisi.Datça, Knıdos.Köyceğiz, Dalyan, Kaunos."Mavi Gezi" (2-7 gün).
BODRUM
St. Peter Kalesi, Su Altı Arkeoloji Müzesi, Mozole, Anfi Tiyatro, civardaki plaj ve köyler.
Mavi Yolculuk kruvazyeri, Kara Ada'ya gemi gezisi, yakındaki plaj ve balıkçı köylerine gezi. Kos Adası'na gemi turu.
FETHİYE
Arkeoloji Müzesi, Likya kaya mezarları, Kayakoy, Kadianda, Pınara, Tlos, Letoon, Xanthos, Patara, Kaunos, Didim, Ölüdeniz, Gemili Adası, Çalı Plajı, Oniki Ada, Günlük, Katrancı, Göcek, Saklıkent. Saklıkent Kanyonu. Ölüdeniz ve civarı, Gemili Adası. Tlos, Patara.Xanthos, Letoon, Kayaköy.
MERSİN
Yumuktepe, Adana, Tarsus (Kleopatra Kapısı), Viranşehir (Pompeipolis), Silifke, Kanlıdivane (Kanitelis), Kızkalesi (Korikos), Cennet, Cehhenem ve Narlıkuyu Mağaraları, Uzuncaburç (Diocaesarea). Arkeoloji Müzesi, Seyhan Baraj Gölü, Tarsus Tarihi Köprüsü. Kleopatra Kapısı, St Paul sarnıcı, eski evler, Tarsus Şelelesi. Pompeipolis, Kanyelis, Korikos, Narlıkuyu, Silifke, Uzuncaburç (Diocaesarea), Meryemlik, Taşucu, Antakya, Mozaik Müzesi, St Peter’in ini.

ŞENLİKLER
İSTANBUL
Haziran - Temmuz: Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali
Nisan: Uluslararası Film Festivali
ANKARA
Nisan: Uluslararası Sanat ve Müzik Festivali.
23 Nisan: Uluslararası Çocuk Şenliği
ANTALYA
Ekim: Uluslararası Film Festivali
KEMER
Nisan: Kemer- Girne uluslararası Yat Rallisi.
Ekim: Kemer Karnavalı
İZMİR
Nisan (28-30) Efes Tiyatro ve Folklor Festivali.
Haziran -Temmuz: Çeşme Uluslararası Şarkı Festivali, Uluslararası Sanat Festivali.
Temmuz - Ağustos: Foça Folklor ve Spor Festivali.
Ağustos - Eylül: Uluslararası Ticaret Fuarı.
ÇEŞME
Temmuz: Yıllık Uluslararası Şarkı Yarışması, Çakabey Yat Yarışları.
Eylül: Uluslararası Optımıst Yarışları.
KUŞADASI
Mehmet Paşa Kervansaray'ı, Güvercinada, Dilek Ulusal Parkı, Priene, Afrodisyas, Pamukkale, Çamiçi (Bafa) Gölü, Herakleya, Bodrum, Samos.
MARMARİS
Mayıs: Yat Acentaları Haftası
Kasım: Uluslararası Yat Kupası Regettası
BODRUM
Eylül: Bodrum Sanat ve Kültür Haftası
Ekim: Bodrum Kupası (Gulet Yat Yarısı)
MERSİN
Eylül / Ekim: Uluslararası Mersin Fewstival ve Fuarı.
ÜRGÜP-GÖREME
Ekim: Uluslararası Ürgüp Şarap Festivali.
Termal Turizm

Çağlardan beri bilinen doğal sağlık tedavisi, kaplıca tedavisi, Türkiye'deki termal merkezlerden sağlanabilir.

Osmanlı Hamamları, Bursa'nın Çekirge semtindeki Hotel Kervansaray içinde faaliyetini sürdürmektedir. Bu termal kaynaklar romatizma hastalıklarına, hepatit ve kan hastalıklarına, metabolik bozukluklara, doğum hastalıklarına ve ameliyat sonrası sorunlara iyi gelmektedir.
Yalova termal kaynakları Yalova şehrinin 11 km. güneybatısında yer almaktadır.Yalova termal kaynakları romatizma, sindirim hastalıkları, nörolojik ve ürolojik bozukluklar ve metabolizma bozukluklarında tedavi özellikleriyle ün yapmışlardır.
Balçova termal kaynakları, Agamemnon Hamamları mevkiinde yer almaktadır. Balçova Ege'deki İzmir limanının batısında yer almaktadır. Bu termal kaynaklar, romatizma, sindirim hastalıkları, yaralanma, ameliyat sonrası sorunlara, kireçlenme ve metobolizma bozukluklarına tavsiye edilmektedir.
Çeşme'de çok sayıda termal kaynak bulunmaktadır. İzmir'in 70 km. batısında Ege kıyısında yer alan tatil yöresinde, şifalı sular ısıtılarak, romatizma, deri ve doğum hastalıkları tedavisinde kullanılmaktadır.
Pamukkale'de tabiat gözalan güzellikte bir manzara oluşturdu. Toprak altında çok derine yerleşik bir yeraltı kaynağı, binlerce yıldır termal mineral yoğunlukta su akıtmaktadır. Romatizma, deri ve doğum hastalıkları, sinirsel ve fiziksel yorgunluk, sindirim hastalıkları ve hazım bozukluklarında tavsiye edilmektedir.
Köyceğiz Gölü doğal termal kaynakları ve çamur banyoları ile ünlüdür. Göl daralıp Akdeniz'de, Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanı olan plajlarından birine sularını boşaltan Dalyan Nehri'ne kanal oluşturur. Köyceğiz Gölü ile Rıza Çavuş termal banyoları, romatizma, deri ve doğum hastalıkları, asabi ve fiziksel yorgunluğun tedavisinde yararı olmaktadır.Tedavi, vücudu bir çamur tabakasıyla örtmek ve daha sonra termal mineral suyuna girmek şeklindedir.
Ömerterler kaplıcası termal kaynakları romatizma, deri sorunları, mide ve bağırsak bozuklukları, doğum, üroloji ve metabolizma sorunlarına da yararlı olmaktadır.
Sivas- Kangal (Balıklıçermik)Termal Kaynakları Sivas'a Kangal ilçesi yoluyla 85 km. ve kangalın merkezine 15 km. mesafededir. Karbondioksit gazının mevcudiyeti deri hastalıkları, romatizma ve sinirsel bozuklukların tedavisinde önem taşımaktadır. Suda mevcut balıklar, sadece temizleme işlevi mahiyetinde hastalıklı alanı emmektedirler. Türkiye'de birçok doktor ve klinik, hastalarına Kangal termal sularını tedavi amacıyla tavsiye etmektedir.
Kış Turizmi

İnsanların çevreyle ilgisi giderek artan bir duyarlılığa dönüşmektedir. Çevre insanlara, günlük yaşantılarını sürdürdükleri yerden farklı bir ortam ve olumlu bir çelişki sunabildiği ölçüde çekiciliğini koruyabilmektedir. Bu yüzden turistlerin tatil anlayışı ve beklentilerinde de değişmeler olmuş, ana unsurunu insanların oluşturduğu turizm, geçmişteki basit tanımının, yani seyahat ve konaklamanın çok dışına taşmış, uygarlık kavramı içinde akla gelebilecek pek çok çağdaşlık anlamının karşılıklı tamamlayıcı niteliklerini içeren yepyeni bir kimliğe bürünmüştür. Bireysellik, yani turistin özellikle kendisine hazırlanmış bir ürünün sunulduğunu görme arzusu, ön plana geçmeye başlamıştır. Bu bağlamda konulu seyahatler kişilere geniş seçim olanağı tanıyan çok alternatifli ürün tipleri ve çeşitlilik önem kazanmıştır.

Bir milyon yatak kapasitesine sahip olma aşamasına gelen Türkiye’de, turizm hareketlerinin Ege ve Batı Akdeniz kıyısında yoğunlaştığı bilinmektedir. Turizm Bakanlığı değişen turizm tercihlerine cevap verebilmek ve turizmin dengeli dağılımını sağlamak, turizmin çeşitlendirilmesi ve kullanılmaya potansiyeli hizmete sunmak amacıyla çalışmalar yapmaktadır.

Yeni turizm politikaları uyarınca, turizm yatırımlarının yoğunlaştığı kıyı yöreleri dışında özellikle İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde varolan turizm olanaklarının değerlendirilmesi ve bu yörelerin ekonomisine turizm yoluyla katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.

Bakanlıkça bu amaçla bölgesel turizm alanlarının rehabilitasyonu üzerinde program çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmada, rehabilitasyonu öncelikli olan kuşakların tespit edilerek oluşturulacak yeni turizm politikasının temel ilkelerinden hareket eden Pazar oryantasyonlu dinamik dönüşüm planları ile turizm alanlarının çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışma içinde yer alan en önemli projelerden biri de Türkiye’deki dağ ve kış turizmi olanaklarının turizmde değerlendirilmesidir.

Gerçekten de Türkiye’de, dağ ve kış turizmi bakımından zengin kaynaklara sahiptir. Bu kaynakların iç ve dış turizme yönelik olarak değerlendirilmesi amacıyla Bakanlar Kurulu Turizm Teşvik Kanunu’na dayanarak 12 adet kış sporları merkezini Turizm Merkezi olarak ilan etmiştir. Turizm Merkezi ilan edilen kış sporları merkezlerinin planlı gelişmesi hadeflenmekte ve planlarda koruma – kullanma dengesi gözetilmektedir. Yapılan genel uygulama merkezlerin öncelikli olarak çevre düzeni planlarının yapılması ve onaylanmasıdır.
Turizm Bakanlığı kış sporları merkezlerinin her yönü ile uluslararası standarda kavuşmasının sağlanması, özellikle dış turizm içerisindeki payının artırılması ve kitle turizmi niteliğine yöneltilmesini hedeflemektedir.

Yalnızca bugün Türkiye’de 100 bin dolayında insan kış sporları ve kış turizmiyle ilgilenmektedir. Gelecek 5 – 10 yıl içinde Türkiye’de İstanbul – Bursa – Uludağ, İstanbul – Erzurum – Palandöken – Sarıkamış, Antalya – Saklıkent, Alanya – Akdağ yörelerinde dış pazara yönelik bir kış turizmi hareketliliği beklenmektedir.

Turizm Bakanlığı’nca bu amaçla ilan edilen 12 Turizm Merkezi’nde alt yapı uygulamaları ve çevre bağlantıları kapsamında çalışmalar sürdürülmektedir. Bakanlığın Turizm Merkezi ilan edilen kış turizmi merkezlerinde koruma dengesi gözetilerek planlı şekilde sürdürülen çalışmalar Türkiye’yi Avrupalı kayak severlerin ve yatırımcıların gözdesi haline getirmektedir.
Bakanlıkça turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetleri özellikle Orta ve Doğu Anadolu’da Palandöken, Erciyes, Sarıkamış gibi kış ve dağ turizmi merkezlerinde yoğunluk kazanmaktadır.

Bu çalışmalar sonucunda Palandöken kış turizmi alanında geleneksel kayak merkezi Uludağ’ın en büyük rakibi durumuna gelmiştir. Erciyes’teki konaklama tesislerinin doluluk oranı da yüzde yüze yaklaşmıştır. Sekiz ay süren sezonu ve kayak için ideal doğal özellikleriyle Plandöken ve Erciyes’te yatırımlar artarken, Sarıkamış da geleceğin kayak merkezi olmaya aday olmuştur.

Geçtiğimiz yıl içinde Türkiye’nin Uludağ’dan sonra ikinci eğlence ve kayak merkezi durumuna gelen Palandöken’e gelen turist sayısı giderek artarken, bölge yatırımcılarında büyük ilgi odağı haline gelmiştir. Kayak için en uygun olan kristal karın 6 ay süreyle yerde kaldığı Sarıkamış ise, çam ormanları içindeki kayak pistiyle kış turizminin vazgeçilmez bir merkezi olmaya hazırlanırken, yöreye gereken destek verilmektedir. Bakanlıkça geçtiğimiz yıl yörede tahsise çıkarılan araziler, yatırımcılara yerinde tanıtılmış ve imar planında öngörülen alt yapı işlemleri tamamlanan parsellere yatırımcılar büyük ilgi göstermiştir. Yine bakanlıkça Sarıkamış – Sarıçam kayak tesislerinin birinci etabı ve günübirlik tesisler hizmete sokulmuştur.

Türkiye’nin en büyük kış turizmi merkezi olan Uludağ’da da mevcut kayak merkezine alternatif olarak Turizm merkezi ilan edilen ikinci gelişim bölgesinde bakanlığın tahsise çıkardığı araziler de yatırımcıların büyük ilgisiyle karşılaşmıştır.

Bakanlıkça kış turizmine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında Bayburt Kop Dağı kayak merkezinin planlama çalışmaları da tamamlanmış altyapı çalışması aşamasına geçilmiştir. Buradaki merkez yayla turizmine de hizmet edecek şekilde düşünülmektedir.

Bütün bu çalışmalarla, bugün Türkiye de bulunan 7.500 kış turizmi yatak kapasitesinin artırılarak 25 bin düzeyine çıkarılması ve turizmin bu yörelere kaydırılması planlanmaktadır. Turizmde aşama yapmış Fransa ve İtalya gibi Akdeniz ülkeleri ile Avusturya örnek alındığında dağ ve kış turizmine hizmet veren yatak sayısı toplamının genel yatak sayısı içinde 1/2 ile 1/4 oranında yer tuttuğu görülmektedir. Türkiye için ise bu oranın önümüzdeki 5 yıllık dönemde 1/10 düzeyinde olması planlanmaktadır.
Eko Turizm

Türkiye de Turizm

Türkiye’de Turizm

Deniz Turizmi : KIYI TURİZMİ

Turizm sektörü, dünyada ve ülkemizde doğa, özgü kimlik ve aktif tatil arayışının giderek arttığı yeni bir süreç içine girmiştir. Ülkemiz sahip olduğu çok zengin doğal değerler ile doğa sporlarına yönelik büyük bir potansiyelide bünyesinde barındırmaktadır. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada şeklindedir ve kıyı turizmi açısından oldukça önemlidir. Güney Ege İzmir, Çeşme, Ayvalık, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, özellikle Akdeniz sahillerimiz Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya, Mersin doğa harikası kıyılarımızdır.
YAT TURİZMİ
Akdeniz, Ege Denizi, Karadeniz ve Marmara Denizi yatçıların her gece değişik, özel demir atacakları koy, körfez ve plajların hazinesidir.
Yatçılık Türkiye'de oturanlar ve ziyaretçiler için popüler bir etkinliktir. Geçen kırk yılda sanayi gelişme göstermiş, İstanbul ile Antalya arasında kıyı çizgisi bugün çok sayıda Marino ile doludur. Bunlar muhimmat, önemli tatil merkezi ve güvenli limanlarda kıyıya çıkma imkanı sağlamakta ve eğlence mahalleri oluşturmaktadırlar.
Türkiye'nin en donanımlı marinaları güney Ege ve Akdeniz kıyılarında İzmir, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya'da yer almaktadır. Bu limanlarda, yatçılar gereksinim duydukları hizmet ve mühimmatı bulabilmektedirler.
Antalya, Dalaman, İzmir ve İstanbul havaalanları tüm Türk marinalarına süratli bağlantı kurabilmektedir. Bodrum, Bozburun, Marmaris, İstanbul, ve Karadeniz kıyılarındaki tersaneler'de inşa olunan bu gemiler, motorlarıyla birlikte tam deniz aracı teçhizatıyla donatılmaktadırlar. Guletlerdeki yolcu sayısı geminin boyuna bağlı olmakla birlikte, çoğu sekiz ile oniki kişi barındırabilmektedir.
Bu gemiler yolculara müstakil konaklama sağlayabilmekte, kiralandıklarında hizmet ve eğlence satın alabilmektedir. Modern Guletler evin tüm konforuyla donatılmış olup kendinize tümüyle hoş vakit sağlayacağınız bir çevreye özendirmektedir.
Mürettebatsız kiralama, Türkiye'de yeni bir yat kiralama yöntemi olarak başlanmıştır. Yelken açmadan önce, mürettebatsız kiralama şirketleri müşterilerine çevrenin özellikleri, hava koşulları, mühimmatın nereden temin olunacağı, tehlike anında ne yapılacağı ve benzeri konularda bilgi verirler.
İzmir şehri, gemi ve yatların devamlı dolaştığı dar ve uzun bir körfezin başında yer alır. İklimi ılımlıdır ve yazın sürekli serinletici deniz meltemi güneşin ısısını yumuşatır. Palmiye ağaçlı yollar ve rıhtıma paralel caddeler arkasında yatay balkonlarıyla şehir civardaki dağ yamaçlarını zarif şekilde devam ettirir. Kozmopolit ve canlı şehir, galeriler, tiyatrolar ve kültür olayları İzmir'e özel bir hareketlilik kazandırır.
Levent Marina bir yatçılık macerası başlatmak için uygundur. Urla iskelesinde kıyıyı dolduran küçük adalarda güzel plajlar ve demir atıldığında aletli ve aletsiz dalınacak, yüzülecek şahaser köşeler mevcut bulunmaktadır. Karaburun'da güzel oteller, çay bahçeleri ve balık lokantaları güzel dağ dekoru ve berrak temiz su arasında yer almaktadır. Çeşme Yarımadası adını bu bölgedeki çok sayıda su kaynağından almıştır. 16. yüzyılda Osmanlılar tarafından restore edilip genişletilen 14. yüzyıl Cenova Kalesi, küçük Çeşme limanına hakim konumdadır. Çeşme civarında Büyük Altın Yunus Setur Marina kompleksi ve Ilıca Dalyan'daki Çekek mahalleri güvenlik açısından kayda değerdir. İlçede, kalenin yanında, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa olunan 16. yüzyıl kervansarayı otele dönüştürülmüştür. Mükemmel alış veriş imkanıyla, en iyi kalite halılar, deri eşyalar ve hatıra eşyaları satınalınabilir. Gece, özellikle ana cadde üzerindeki lokanta, kafe, bar, diskoları bir eğlence atmosferi kaplar.
Temmuz ayında Çeşme'nin uluslararası şarkı yarışması, ilçeye heyecan ve şenlik katan dünyaca ünlü icracıları cezbeder. Bu bölgedeki termal hamamlar, Ilıca Körfezi'nde deniz suyuna karışan kıyıdaki doğal kaynakları, Çeşme'nin güneydoğusunda güzel koylar muhteşem bir manzara, rüzgar ve dalgalarla güvenlikte sakin gece demir atma imkanı sağlar. Kuşadası Körfezi, Ege sahilinin plaj, körfez ve koylarıyla güney ve güneydoğuya açılmaktadır.
Kuşadası Turban marinası, gemilere kışlama sağlayan Türkiye'nin en iyi donatılmış marinalarından biridir. Tüple dalmak çok popüler hale gelmiştir.Bar, caz klubü, disko ve kabareleri ile sahil boyunca ünlü bir gece hayatı vardır.
Kuşadası'nın güney kıyıları ile pamukkale arasında Priene, Milet, Didim, Afrodisias ve Pamukkale dahil çeşitli eski uygarlıkların önemli yerleşimler kurdukları Menderes Irmağı vadisi yer alır. Didim'deki Apollo Tapınağı antik çağların en kutsal yerlerinden biriydi. Arkeolojik mekandan uzak olmayan Altınkum Plajı tüm ziyaretçilerin yelken açma, yüzme ve rahatlama imkanı sunmaktadır.
Gökova Körfezi'ni kuzey sahilindeki Bodrum ilk "Mavi Seyahatçi" Cevat Şakir Kabaağaç yada "Halikarnas Balıkçısı'nın" memleketi idi. Tartışmasız Ege sahillerinin "en can alıcı noktasıdır." Bohem atmosferi ile çalkalanan şarkı söyleyen, dans eden ilçe Türkiye'nin artislerini, aydınlarını ve güzel hayat meraklılarını toplamaktadır.

Bodrum'da alış verişi zevk haline gelmiştir. Hatıra eşyaları her yeri doldurmuş, bazı sokaklarda yerel artistler, her şekle giren eserlerini satmak üzere bir araya gelmişlerdir. Bodrum Turban Marinası sevimli ve iyi donatılmış marinalarından biridir.
Demir atılacak yerlerden biri, güzel manzaralı Akbük'tür. Sedir Adası böcek kabuklarından kaynaşan kum ile plajın ve körfezin karşı yakasındaki Kıran Dağı'nın manzarasını ön plana çıkarmaktadır.
Marmaris Koyu sakin bir gölü andırmakta ve yatlara Çekek mekanı oluşturmaktadır. Eski Marmaris, Fizikos, Anadolu - Rodos - Mısır - ticaret yolu üzerinde önemli bir merhale idi. Çam ormanları Marmaris'i çevreleyen ormanları kaplamıştır; sahilde beyaz bir kum ve kaya çizgisi yeşili maviden ayırmaktadır. Sörf ve su kayağı yapanlar Marmaris’in koşullarında kaynaşmaktadırlar.
Deri ve süet eşyalar, bakır ve pirinç ürünleri mücevherat ve oniksten oyma eşyalar bulabilirsiniz. Türk halıları, tekstil ve iğne oyaları gayet iyi el sanatı ürünleri oluşturur ve mahalli ürün olarak çam kokulu bal şahanedir.
Türkiye’nin en büyük ve iyi donanımlı marinalarından biri olan Marmaris Netsel Marina ile kışlama ve yat bakımı konusunda en iyilerinden Marmaris Albatros Marina, Marmaris’i Ege kıyısında mavi seyahat başlangıç noktası haline getirmiştir.
Delikli Ada Ekincik’in güneydoğu kıyısı dışında yer almaktadır. Yatçılar adaya demir atıp Dalyan Deltası’nı daha küçük bir gemi ile gezerek, tarz değiştirmekten hoşlanmaktadırlar. Ağzındaki uzun, altın rengi, kumlu plajda delta, bir doğa koruma alanı ve deniz kaplumbağları (caretta caretta) ile mavi yengeçlerin sığınağıdır. Irmağın kavis yaptığı yerde, eski liman şehri Kaunos’un üzerindeki yamaç yüzünde, kayaya mezarlar oyulmuştur. Delikli Ada’nın güneydoğusunda Sarı Germe bulunur.
Göcek Körfezi, Akdeniz’in en iyi yatçılık merkezlerinden biridir. Adalarla çevrilmiş ve deniz manzarası Körfezin en güney ucundaki eski Arimeksa şehrinin kalıntıları, mavi suların uzantısında yer alır. Tersane Adası’nın karşısında, eski tersanelerinde bulunduğu Bizans harabeleri yer alır.
Tatil ilçesi Fethiye’nin önemli bir marinası bulunmaktadır ve Adalarla kaynaşan güzel bir körfeze bakmaktadır. Eski binaların ön cephelerini örnek alan çok sayıda Likya kaya mezarı tepenin yüzüne oyulmuştur. Belceğiz Körfezi ile, sakin, kristal duruluğunda suyun yüzme ve diğer su sporları için ideal olduğu yer Ölü Deniz'dir. Gemiler Adası’nda Bizans harabeleri çamlar arasına sıkışmıştır
Türk ve yabancı yatların uyması gerekenler;
Türk ve yabancı yatlar, Türk limanları arasında seyredeken “Yat kayıt belgesinde” liman başkanının onayını almak zorundadırlar.
Yabancı limanlara hareket ederken veya dönerken, Türk ve yabancı yatların, gümrük, sağlık ve pasaport polisi yetkilileri nezdinde tüm işlemlerini tamamlamış olmaları gerekir.
Seyahat tamamlandığında yat sahibi veya kaptanların yat kayıt belgesinin yatta kalan suretini liman başkanına teslim etmeleri zorunludur.
Türkiye’ye yatları ile birlikte giriş yapan yabancılar, yatlarını belgeli bir yat limanına veya yat çekek yerlerine iki yıla kadar bir süre için kışlama, bakım ve onarım amacı ile bırakarak başka bir vasıta ile Türkiye’den ayrılabilirler.
Bu halde yat limanı veya yat çekek müdüründen alacakları bir belge ile mahalli gümrük idaresine başvurdukları takdirde, gerekli işlem yapılır.
Bu suretle yat limanında veya yat çekek yerlerinde kışlayan en az iki yılda bir sahipleri tarafından kullanılan yatlar ayrıca bir izne gerek kalmaksızın beş yıla kadar Türkiye’de kalabilirler.
Beş yılın bitiminde bu süreyi uzatmaya Turizm Bakanlığı yetkilidir.
İnanç Turizmi

2000 yılında tüm dünyada kutlanacak olan ısa'nın doğumunun 2000. yılı etkinlikleri çerçevesinde, Türkiye'de "İnanç Turizmi" adı altında bazı faaliyetlerin gerçekleştirilmesi yönündeki çalışmalara, 1995 yılından itibaren başlanılmıştır. İnsanlık tarihinin üç büyük dini olan Müslümanlık, Hristiyanlık ve Musevilik, dünyanın en büyük uygarlıklarını barındıran Anadolu topraklarında olgunlaşmış ve etkileri tüm dünyaya yayılmıştır. İç büyük dinin günümüze kadar ulaşan eşsiz eserleriyle büyük bir potansiyel oluşturan ınanç Turizmi, ülkenin diğer tarihi kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleriyle birleştirilerek Türkiye'nin tanıtımı amaçlanmaktadır.
2000 yılına kadar sürdürülecek etkinliklerin etapları olan ınanç Turizmi Tur 95, 96 ve 97 projeleri çok sayıda yabancı tur operatörleri, konu ile ilgili uzman kişiler ve basın mensuplarının katılımı ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bunların yanısıra 2000 yılının, dini turizm de dahil olmak üzere Anadolu'nun eşsiz kültür zenginliğini dünyaya tanıtmak için önemli bir fırsat olduğunu düşünen Turizm Bakanlığı'nın girişimi sonucu, Başbakanlığın koordinasyonu ve ilgili kuruluşların katılımı ile "Anadolu 2000" adı altında devlet projesi niteliğinde bir proje gerçekleştirilmesi çalışmalarına başlanılmıştır. 2000 yılında Kudüs'e akın etmesi beklenen tahminen 50 milyon kadar Hristiyan'ın, Anadolu'daki Hristiyanlık dönemi eserlerine de büyük ilgi göstereceği tahmin edilmektedir. Nitekim ısa Peygamber'in Kudüs'te çarmıha gerilmesi ile havarilerin isa'nın yaşam biçimi ve öğretilerini yaymak için Anadolu'yu seçmeleri, Anadolu'da ilk Hristiyanlık merkezleri ve kiliselerinin oluşmasına neden olmuştur. Mevcut sayısız kilisenin yanında Anadolu'da Hristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen bazı merkezler şunlardır:
Antakya
Hristiyanlığın en önemli merkezlerindendir. Hristiyanlık, bu ismi ilk defa burada almıştır. Havarilerin tüm tanıtım seyahatlerinin rotaları burada hazırlanmıştır. St. Pierre'nin Antakya'ya geldiğinde ilk konuşmasını yaptığı St. Pierre Kilisesi ve Manastırı kentten 2 km. uzaklıkta Reyhanlı yolu üzerindedir. Reyhanlı ilçesinde bulunan "Kızlar Sarayı"nın 5.yüzyılda yapıldığı sanılır. ılk Hristiyanlık döneminde Kuzey Suriye'nin en önemli dinsel merkezi olup kilise, manastır ve bunlarla ilgili yapılardan oluşmaktadır. Yöreye "Rahibeler Manastırı" da denilmektedir. St. Barlohom Manastır Kilisesi ise antik Cossios (Keldağ) Dağı'nda, Yeditepe köyünün 3 km. güneybatısındadır. St. Barlohom adına yapılmış kilise iki nefli ve haç biçimi planlıdır.
Tarsus
St. Paulus'un doğum yeri olması nedeniyle Tarsus, Hristiyanlık'ın önemli kentlerinden biridir. St. Paulus'un öğrencilerinden olan Aya Thekla'nın ıkenion (Konya) ve Pisidya Antiokheiası'nda (Yalvaç) sürdürdüğü Hristiyanlığı yayma çabaları, yörenin diğer önemli dinsel merkezi olan Silifke'de sona ermiştir. Aya Thekla 5. yüzyıl Hristiyanlık dünyasının saygın kişilerindendir. Bu azize, Silifke'nin eski kent tanrıçası Athena'nın yerini almıştır. 1. yüzyılda azizenin sığındığı yeraltı mağarasının üzerine yapılan Thekla Bazilikası plan bakımından Suriye kiliseleriyle benzeşmektedir. Bazilikanın yaklaşık 150 m. kuzeyindeki kubbeli kilise, orta sofanın doğu bölümü üstündeki kubbesiyle dikkat çekmekte ve aynı zamanda bazilikanın kubbe ile birleştiğini göstermektedir. Kilise ayrıca, sonraki yıllarda İstanbul'daki Ayasofya'da doruk noktasına ulaşan; kubbenin orta sofanın tam merkezine konularak diğer bölümlerin bu merkeze göre düzenlenmesi tekniğinin ilk aşamasını göstermesi bakımından büyük bir öneme sahip bulunmaktadır.

Yöredeki diğer Hristiyanlık merkezlerinden biri de Alahan Manastırı yapılar topluluğudur. Kayalara oyulmuş keşiş manastırları buranın başlangıçta bir inziva merkezi olduğunu göstermektedir. Mağaraların yakınında ise ilginç süslemeleri ile dikkat çeken büyük bir bazilika bulunmaktadır. Bazilikanın kapı süslemelerindeki kabartmalarda Cebrail ve Mikail oldukları kabul edilen iki meleğin bir takım simgesel yaratıkları ezdikleri görülür. Bunların Anadolu'nun çok tanrılı inançlarındaki kutsal varlıkların simgeleri olabileceği ileri sürülmektedir.
Efes
Dünyanın ilk yedi kilisesinin ilki olan ve Hristiyanlığın yayılışının odak noktası olarak görülen Efes, Meryem Ana'nın son günlerini geçirdiği ve öldüğü yer olarak kabul edilmektedir. Nitekim ısa'nın 12 havarisinden biri olan St. Jean, İsa'nın ölümünden sonra Meryem'i de yanına alarak Batı Anadolu'ya gelmiş (M.S. 42-4 ve dönemin en büyük kentlerinden olan Efes'e yerleşmiştir. Meryem'in Efes'te yaşadığı sanılan ev, Hristiyanlığın kutsal merkezlerinden biri olup, ziyaret yeri olarak önemini günümüzde de sürdürmektedir.
M.S. 53-56 tarihlerinde St. Paul de kente gelmiş ve kaldığı süre içerisinde yörede Hristiyanlığın yayılması için çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sonucu ise Efesos (Selçuk), Symrna (ızmir), Pergamon (Bergama), Sardes (Sart), Philedephia (Alaşehir), Laodikeio (Denizli) ve Tyateiro'da (Akhisar) Hristiyanlığın ilk yedi kilisesi oluşmuştur. Ayrıca M.S. 435'te Hristiyanlığın III. Konsülü Efes Meryem Ana Bazilikası'nda toplanmış ve ısa ile Meryem'in tanrısal nitelikleri tartışılmıştır.

İznik
Hristiyanlık tarihine yön veren iki önemli konsül M.S. 325 ve 381 tarihlerinde İznik'te toplanmıştır. M.S. 325 tarihinde Roma ımparatoru Konstantinus tarafından Hristiyanlar arasındaki ayrılıkları gidermek için toplanan İznik Konsülü Roma İmparatorluğu'nun resmen Hristiyanlaşması açısından ilk önemli adım olmuştur. M.S. 381 yılında ikinci kez toplanan İznik Konsülü ile de Ortodoksluk Doğu Roma'nın resmi dini olarak kabul edilmiştir.
İstanbul
Dünyanın dört büyük Ortodoks merkezlerinden biri olan ıstanbul'da V. Konsül toplantısı yapılmıştır. Ayrıca tüm devirlerin en görkemli yapıtı olan Ayasofya da bu kentte bulunmaktadır.
Kapadokya
Erken Hristiyanların kayaları oyarak yaşadıkları yeraltı kentlerinin, kilise ve manastırlarının bulunduğu Kapadokya bölgesi, bugün aynı zamanda ilginç yeryüzü şekilleri ve peribacaları ile de tanınmaktadır.

Demre
M.S. 4. yüzyılda yaşayan ve hümanist fikirleriyle tanınan ünlü Noel Baba'nın (St. Nicholas) yaşadığı ve piskopos olduğu yerdir. Her yıl Aralık ayında düzenlenen Noel Baba Törenleri; noel tatillerini bu antik Likya şehrinin sıcak kumsallarında geçiren çok sayıda turisti biraraya getirmektedir.
Antalya
İncil'de adı geçen ve Aziz Paul'ün ziyaret ettiği yerler arasındadır. Ayrıca eşsiz güzellikteki doğası, modern otelleri, spor etkinlikleri, yat limanları ve çok sayıda kamping alanları ile ülkenin en önemli turizm merkezidir.
Yalvaç
Hristiyanlığın yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Aziz Paul'ün ziyaret ettiği yerler arasındadır.
Şanlıurfa
Tarihi 9000 yıl öncesine dayanan Şanlıurfa; Müslümanlığın, Museviliğin ve Hristiyanlığın genetik olarak büyükbabası olan Hz. İbrahim'in doğduğu, Hz. Eyyüb'ün yaşadığı ve Hz. İsa'nın kutsadığı ülkenin önemli bir inanç merkezidir.

Harran
Kutsal kitaplarda adı geçen Harran, İnanç Turizmi'nin Türkiye'deki odak noktalarından biridir. Kutsal kitaplarda yazılanlara göre ıbrahim Peygamber, Şanlıurfa'dan güneye doğru göç ederken Harran'da konaklamıştır. İbrahim peygamberin babası Terah burada ölmüştür. Ayrıca Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'i oluşturacak olan genetik ürünlerin temelleri de Harran'da atılmıştır.
Ağrı Dağı
Tufandan sonra Nuh'un gemisinin Ağrı Dağı eteklerinde karaya oturduğuna dair kutsal kitaplarda bilgiler bulunmaktadır.
Trabzon
Ortodoks dünyasının kutsal dağ manastırları Trabzon çevresinde bulunmaktadır. Sumela (Meryem Ana) Manastırı, Konagio Thaoskepostas (Kızlar Manastırı), Kaymaklı Manastırı, Vazelen Manastırı ve Gregorius Peristere (Kustul) Manastırı bunlardan bazılarıdır.
Konya
İncil'de ismi geçen önemli bir dinsel merkezdir. St. Paulin'in MS 47-50 ve 53 yıllarında ziyaret ettiği ileri sürülen şehir 2. yüzyıldan itibaren önemli bir din merkezi olarak ilan edilmiştir. Kent Roma ımparatorluğu'nun kuruluşundan sonra da önemini korumuştur.
Sanat Turizmi

11 Mart 2008 Salı

Fethiye Ölü Deniz Hakkında bilgiler.


Ölüdeniz, Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı bir Beldedir Ölüdeniz kumsalı yüzde seksen iki oyla 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.[kaynak belirtilmeli]

Belde, turizm açısından oldukça gelişmiştir. Lidyalılarda ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ'da "Uzak Diyar" olarak tanınır, Anadolu'nun güneybatısında yer alan Teke Yarımadası'da bulunur. Türkiye'de bulunan deniz kulağı (lagün) oluşumlarından biridir.

Ölüdeniz, adı gibi durgun bir göl niteliğindedir. En fırtınalı günlerde Belceğiz kıyıları dalgalarla boğuşurken, Ölüdeniz'de sadece çırpıntılar meydana gelir.

Ancak durgun gibi gözüken Ölüdeniz, gözle görünmeyen üç nedenle kendini hemen her gün yenilemektedir. Bunlardan ilki, Ölüdeniz'de mevcut yoğun kaynak suyu çıkışları, dipte içeriden açıkdenize doğru bir akıntı yaratmaktadır. İkincisi, bu kaynak sularının yarattığı tuz farkından dolayı açıkdenizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon oluşmasıdır. Üçüncüsü ise gel-git etkisi ile iki-üç günde bir deniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bu da büyük miktarda deniz suyu giriş ve çıkışı sağlamaktadır.


Ölü Denize neden ölü deniz deniliyor?

Açıkdenizden Belcekız kıyılarına bakıldığında Ölüdeniz'i görmek mümkün değildir. Ölüdeniz'e kıyıya iyice yaklaşıldığında 90 derecelik bir açı yapan kısa kanaldan girilir.

Tutuştukları deniz savaşında Lidya Kralı'na yenik düşen Likya Kralı, yaralılarını ve geriye kalan yaşlı, çocuk, kadın, erkek ve gençlerini yelkenli gemisine doldurur ve dost bir kıyı kentine giderken Belceğiz açıklarında şiddetli bir fırtınaya yakalanır. Sığınacak bir liman ararlarken kralın oğlu, geminin yönünü Belceğiz kıyılarına çevirtir. Çünkü hiç fırtına görmemiş doğal bir koy olan Ölüdeniz'den haberdardır. Ancak gemi kıyıya yaklaştıkça sığınacak bir liman göremeyen Kral, kavminin son kalanlarını da felakete götüren bu emri kim verdiyse kellesinin uçurulması emrini verir. Emir yerine getirilir. Ancak bu arada gemi kıyıya yaklaşmış ve kanala girilmek üzeredir. Ölüdeniz bütün asudeliği ile onları beklemektedir. Kral ve kavminin son kalanları ve onları taşıyan gemi kurtulur ama kralın oğlu ölmüştür. Bu nedenle o zamandan bu güne bu limana Ölüdeniz denilmektedir

Turizm ve Turistler Hakkında Genel Bilgi

İnsanların türlü amaçlarla yaptıkları gezilere turizm denir.
Turizm; başka yerleri görmek, tanımak, eğlenmek, dinlenmek ve alıveriş etmek için yapılan gezilerdir. Bu gezilere katılanlara turist denir.
Turizm; iç ve dış turizm olarak ikiye ayrılır. İnsanlar ülke içinde dinlenmek, eğlenmek, alışveriş etmek, gezip görmek için, sürekli yaşadık­ları kentin dışına çıkarlar. Başka yerlere giderler. Buna iç turizm denir. Dış turizm ise ülkeler arasında yapılan gezilerdir.
Yabancı turist, ülkemize hangi amaçla gelirse gelsin para harcayacak­tır. Turistin harcadığı paraya döviz denir. Döviz, yabancı ülke parasıdır.
Ülkemizde üretilmeyen ilaç, makine; gereksinme duyduğumuz petrol ve benzeri mallar yabancı ülkelerden alınır. Bunların satın alınabilmesi için dövize gereksinmemiz vardır. Dövizi ürünlerimizin ve ürettiğimiz malların dış ülkelere satışından ya da turizmden sağlarız. Görülüyor ki ülkemizin kalkınmasında turizmin çok önemli bir yeri vardır.
Turist, dinlenmek, eğlenmek, görmek istediği yere çabuk, kolay ve rahat gitmek ister. Bunun için yollarımızın bakımlı, konaklama yerlerinin iyi olması gerekir. Yurdumuz turistlerin ilgi duyduğu bir ülkedir. Yurdumuz kuzey yarımkürede Asya ile Avrupa kıtaları arasında bir köprü durumunda­dır. Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrilidir. Ilıman iklim kuşağındadır. Bitki örtüsü bakımından zengindir. Yurdumuzda dört mevsimin özellikleri görü­lür. Türkiye'miz aynı zamanda tarihi anıtlar yönünden de çok zengindir. Anadolu'muzda çeşitli uygarlıklar yaşanmıştır. Bu uygarlıkların kalıntıları günümüze dek gelmiş ve korunmuştur.
Yurdumuz, turizm zenginlikleri bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Bir ülkede turizmin gelişmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi zorunludur. Yolların güzel olması, ulaşım araçlarının gelişmiş olması, konaklama yerlerinin bol, rahat ve temiz olması gereklidir. Turist yatacağı yerin temiz olmasını ister.
Ülkemize turist gelmesini istiyorsak, onlara karşı güler yüzlü, iyilikse­ver, temiz, hoşgörülü olmalıyız. Turistler konuklarımız sayılır. Konuklarımızı rahat ettirmek için her çabayı göstermeliyiz.
Turizmi daha iyi anlayıp değerlendirebilmek için, turizmin tanımında geçen görmek, tanımak, eğlenmek, dinlenmek sözcüklerinin anlamı üstünde iyice düşünelim.
Görmek : İnsanlar, bulundukları yerden uzakta da olsa anıtları, kent­leri, tarihsel kalıntıları, doğa güzelliklerini, sanat yapılarını yakından görmek ister. İnsanların, bu özlemlerini düşünerek müzeler kurmalı, görülmeye, incelemeye değer kalıntıları ortaya çıkararak onları sergilemeli, bunları görmek için gelen turistlere yardımcı olmalıyız.
Tanımak : Turist, bir ülkeyi bir yöreyi tanımak ister. Orada yaşayan­ların törelerini, göreneklerini, yaşamlarını bilmek ister. Bu istek insanlar arasında sevgi, arkadaşlık, dostluk bağlarının doğup gelişmesini sağlar. Aslında turizm yalnız ekonomik yararlar sağladığı için değil, insanlar arasın­da dostluk duygularının doğup gelişmesine yardımcı olduğu için de yararlı­dır.
Eğlenmek : Dinlenmenin bir çeşididir. Zamanı iyi güzel ve hoş geçir­mektir. Eğlence yerlerinin temiz, iyi, ucuz, güzel olması turistin o yerde uzun süre kalmasını sağlar.
Dinlenmek : Çalışmaya ara vererek, yorgunluğu gidermektir. Çalışan­ların belirli bir süre dinlenmek haklarıdır. Bu hak yasalarla güvence altına alınmıştır. Ülkemize dinlenmek için gelen turiste her kolaylığı göstermeli, onları rahat ettirmeliyiz.
Sonuç olarak ülkemizin doğal zenginliklerini, anıtlarını, tarihi kalıntı­larını, müzelerini görmek güneşinden, denizinden, kaplıcalarından yararlan­mak, dinlenmek, eğlenmek için gelen turistlere yardımcı olmalıyız.
Turistleri rahatsız etmeyelim. Değişik giysilerini ve davranışlarım hoşgörü ile karşılayalım. Turistlerin karşılaştıkları güçlükleri yenmek için yardımcı olalım. Turistik eşya satımında eşyanın gerçek değerini isteyelim. Bize yapılmasını istemediğimiz hareketlerin turistlere yapılmasını önleyelim.

Turizm Haftası örnek konuşma metni

Sevgili Arkadaşlar!
15-22 Nisan tarihleri arasını Turizm Haftası olarak kutluyoruz. Dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan gezilere turizm, bu gezilere katılan insanlara da turist diyoruz. Ülke içinde yapılan gezilere iç turizm, ülke dışına yapılan gezilere ise dış turizm denir.
Eğer dışardan ülkemize gelip para harcamalarda ülkemiz döviz kazanmış oluyor buda ülkemiz için bir veli nimettir
Yurt dışı gezilere daha çok, zenginleşen ülkelerin insanları çıkar. Yabancı turistler ülkemize hangi amaçla gelirse gelsinler, para harcarlar. Turistlerin harcadığı yabancı paralara döviz diyoruz. Üretemediğimiz ürünleri yabancı ülkelerden döviz ile satın alırız. Döviz elde etmenin en kolay yollarından biri ise turizmdir. Ülkemize ne kadar çok turist gelirse, o kadar çok döviz elde ederiz.
Asya ve Avrupa kıtaları arasında bir köprü olan yurdumuz, turistlerin ilgi duyduğu bir ülkedir. Ilıman iklimi, zengin bitki örtüsü, eski medeniyetlerin bıraktığı tarihi eser ve anıtlarla yurdumuz, turistler için adeta bir cennet gibidir. Bütün bunlara rağmen ülkemiz, hak ettiği turist sayısına bir türlü ulaşamamıştır. Ülkemize daha çok turist gelebilmesi için, yollarımızın daha güzel, insanlarımızın daha centilmen, ulaşım araçlarının daha gelişmiş, konaklama yerlerinin bol, rahat ve temiz olması gerektiğini biliyoruz. Turistlere karşı güler yüzlü olmak, onları rahatsız etmemek, değerinden yüksek ve zorla satış yapmamak gerekir. Onların memnun ayrılması, ülkemize daha çok turistin gelmesini sağlar. Daha çok turist ise, daha çok döviz demektir.

Turizm hakkında da sözler turist hakkında sözler.

* Temizlik turizmin, turizm kalkınmanın anahtarıdır.
* Turizm, bacasız fabrikadır.
* Memnun ayrılan turist, daha çok turist demektir.
* Turizmin anahtarı temizlik ve hoşgörüdür.
* Turizm, kalkınmanın lokomotifidir.
* Turizm hizmetle gelişir, sevgi ile büyür.
* Yurdumuzdan hoşnut ayrılan her turist bizim yeni bir dostumuz­dur.
* Turizm yolu, barış ve kalkınma yoludur.
* Turiste saygı varsa, turizmde kaygı yoktur.
* Bir memnun turist, bin turist yollar.
* Hiç bir mavi Akdeniz'den güzel değildir.

Turizm Haftası 15 – 22 Nisan

İnsanların türlü amaçlarla yaptıkları gezilere turizm denir.

Turizm; başka yerleri görmek, tanımak, eğlenmek, dinlenmek ve alıveriş etmek için yapılan gezilerdir. Bu gezilere katılanlara turist denir.

Turizm; iç ve dış turizm olarak ikiye ayrılır. İnsanlar ülke içinde dinlenmek, eğlenmek, alışveriş etmek, gezip görmek için, sürekli yaşadık­ları kentin dışına çıkarlar. Başka yerlere giderler. Buna iç turizm denir. Dış turizm ise ülkeler arasında yapılan gezilerdir.

Yabancı turist, ülkemize hangi amaçla gelirse gelsin para harcayacak­tır. Turistin harcadığı paraya döviz denir. Döviz, yabancı ülke parasıdır.

Ülkemizde üretilmeyen ilaç, makine; gereksinme duyduğumuz petrol ve benzeri mallar yabancı ülkelerden alınır. Bunların satın alınabilmesi için dövize gereksinmemiz vardır. Dövizi ürünlerimizin ve ürettiğimiz malların dış ülkelere satışından ya da turizmden sağlarız. Görülüyor ki ülkemizin kalkınmasında turizmin çok önemli bir yeri vardır.

Turist, dinlenmek, eğlenmek, görmek istediği yere çabuk, kolay ve rahat gitmek ister. Bunun için yollarımızın bakımlı, konaklama yerlerinin iyi olması gerekir. Yurdumuz turistlerin ilgi duyduğu bir ülkedir. Yurdumuz kuzey yarımkürede Asya ile Avrupa kıtaları arasında bir köprü durumunda­dır. Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrilidir. Ilıman iklim kuşağındadır. Bitki örtüsü bakımından zengindir. Yurdumuzda dört mevsimin özellikleri görü­lür. Türkiye'miz aynı zamanda tarihi anıtlar yönünden de çok zengindir. Anadolu'muzda çeşitli uygarlıklar yaşanmıştır. Bu uygarlıkların kalıntıları günümüze dek gelmiş ve korunmuştur.

Yurdumuz, turizm zenginlikleri bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Bir ülkede turizmin gelişmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi zorunludur. Yolların güzel olması, ulaşım araçlarının gelişmiş olması, konaklama yerlerinin bol, rahat ve temiz olması gereklidir. Turist yatacağı yerin temiz olmasını ister.

Ülkemize turist gelmesini istiyorsak, onlara karşı güler yüzlü, iyilikse­ver, temiz, hoşgörülü olmalıyız. Turistler konuklarımız sayılır. Konuklarımızı rahat ettirmek için her çabayı göstermeliyiz.

Turizmi daha iyi anlayıp değerlendirebilmek için, turizmin tanımında geçen görmek, tanımak, eğlenmek, dinlenmek sözcüklerinin anlamı üstünde iyice düşünelim.

Görmek : İnsanlar, bulundukları yerden uzakta da olsa anıtları, kent­leri, tarihsel kalıntıları, doğa güzelliklerini, sanat yapılarını yakından görmek ister. İnsanların, bu özlemlerini düşünerek müzeler kurmalı, görülmeye, incelemeye değer kalıntıları ortaya çıkararak onları sergilemeli, bunları görmek için gelen turistlere yardımcı olmalıyız.

Tanımak : Turist, bir ülkeyi bir yöreyi tanımak ister. Orada yaşayan­ların törelerini, göreneklerini, yaşamlarını bilmek ister. Bu istek insanlar arasında sevgi, arkadaşlık, dostluk bağlarının doğup gelişmesini sağlar. Aslında turizm yalnız ekonomik yararlar sağladığı için değil, insanlar arasın­da dostluk duygularının doğup gelişmesine yardımcı olduğu için de yararlı­dır.

Eğlenmek : Dinlenmenin bir çeşididir. Zamanı iyi güzel ve hoş geçir­mektir. Eğlence yerlerinin temiz, iyi, ucuz, güzel olması turistin o yerde uzun süre kalmasını sağlar.

Dinlenmek : Çalışmaya ara vererek, yorgunluğu gidermektir. Çalışan­ların belirli bir süre dinlenmek haklarıdır. Bu hak yasalarla güvence altına alınmıştır. Ülkemize dinlenmek için gelen turiste her kolaylığı göstermeli, onları rahat ettirmeliyiz.

Sonuç olarak ülkemizin doğal zenginliklerini, anıtlarını, tarihi kalıntı­larını, müzelerini görmek güneşinden, denizinden, kaplıcalarından yararlan­mak, dinlenmek, eğlenmek için gelen turistlere yardımcı olmalıyız.

Turistleri rahatsız etmeyelim. Değişik giysilerini ve davranışlarım hoşgörü ile karşılayalım. Turistlerin karşılaştıkları güçlükleri yenmek için yardımcı olalım. Turistik eşya satımında eşyanın gerçek değerini isteyelim. Bize yapılmasını istemediğimiz hareketlerin turistlere yapılmasını önleyelim.

18 Şubat 2008 Pazartesi

Turizm ve Kültür Bakanlığından Açıklama

Turizm ve Kültür Bakanlıkları ile Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TURSAB) internet sayfalarından derlediği bilgilere göre, önemli bir jeotermal kuşak üzerinde bulunan Türkiye’de, sıcaklıkları 20-110 santigrad derece, debileri de 2-500 lt/sn arasında değişebilen 1300 dolayında termal kaynak bulunuyor. Kaynak zenginliği açısından dünyada ilk 7 ülke arasında yer alan Türkiye’nin termal suları, hem debi ve sıcaklıkları hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa’daki termal sulardan daha üstün nitelikler taşıyor. Türkiye’deki “doğal çıkışlı ve bol” olarak nitelendirilen termal sular, eriyik maden değeri açısından yüksek, kükürt, radon ve tuz bakımından da zengin olarak biliniyor. Anadolu’da tarihe dayanan özellikleri ile halk arasında sayfiye kültürü durumuna gelen jeotermal merkezlerin bazılarında uygun iklim koşullarının etkisi ile kür mevsimi 210 güne kadar çıkıyor.

Ülkemiz Türkiye de Olan Doğal Şifa Merkezlerinden Bazıları

DOĞAL ŞİFA MERKEZLERİNDEN BAZILARI
Türkiye’de termal turizme hizmet veren kaplıcalardan bazılarının özellikleri şöyle:
AFYON-SANDIKLI-HÜDAİ TERMAL TURİZM MERKEZİ: Ege Bölgesinde yer alan merkez, Sandıklı İlçesi’ne 7 km. ve Afyon’a 66 km. mesafede. Suyun sıcaklığı 70 derece. Romatizmal hastalıklar, ağrılı sendromlar, kalp ve kan dolaşımı hastalıkları, eklem-kireçlenme rahatsızlığı, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, kadın hastalıkları tedavileri için gidiliyor.



AFYON-GAZLIGÖL TERMAL TURİZM MERKEZİ: Afyon-Eskişehir karayolu ve demiryolu güzergahları üzerinde olup Afyon’a 22 km. mesafede. Suyun sıcaklığı: 40-71 derece. Romatizmal, kalp ve dolaşım sistemi, böbrek ve idrar yolları, karaciğer-safrakesesi, sindirim sistemi, metabolizma bozuklukları, kemik ve kireçlenme ve cilt hastalıklarına karşı iyi geldiği belirtiliyor.
AFYON-ÖMER VE GECEK TERMAL TURİZM MERKEZİ: Afyon-Kütahya karayolu üzerinde bulunan merkezin Afyon’a uzaklığı 15 km. Suyun sıcaklığı 51-98 derece. Romatizmal, deri, kalp ve kan dolaşımı, sindirim, eklem ve kireçlenme, karaciğer, safrakesesi, beslenme bozukluğu, sinirsel ve kadın hastalıklarını tedavi amacıyla tercih ediliyor.
ANKARA-KIZILCAHAMAM TERMAL TURİZM MERKEZİ: Ankara’nın Kızılcahamam İlçesi’ndedir. Suyun sıcaklığı büyük kaplıca kaynağında 47 derecedir. İçme kürleri: Karaciğer, safra kesesi, mide, bağırsak ve metabolizma hastalıkları. Banyo kürleri: Kalp, dolaşım bozuklukları, romatizma.
BALIKESİR-GÖNEN TERMAL TURİZM MERKEZİ: Balıkesir’in Gönen İlçesi’nin hemen yanında, Gönen çayı kenarındadır. Suyun ısısı 52 derecedir. İçme kürleri: Karaciğer, safra yolları, böbrek fonksiyonları. Banyo kürleri: romatizma, kırık sekelleri, ağrılı ve iltihaplı kadın hastalıkları, kalın bağırsakların ağrılı, spastik iltihapları, damar sertliği, nörolojik ve vasküler komplikasyon sekelleleri ve nekahet dönemleri.
BURSA-ÇEKİRGE TERMAL TURİZM MERKEZİ: Bursa’nın Çekirge mevkiindedir. Suyun ısısı 47-78 derece. Banyo kürleri: Romatizmal sendromlar, hareket sisteminin diğer ağrılı hastalıkları, kronik iltihaplı ve ağrılı kadın hastalıkları, damar tıkanıkları. İçme-banyo kompoze kürleri: Karaciğer, safra yolları, hafif diabet, kriz devrelerinin dışında gut hastalığı, kanda fazla miktarda yağ birikintileri görülen şişmanlıklar.
BURSA-İNEGÖL OYLAT TERMAL TURİZM MERKEZİ: Bursa’nın İnegöl İlçesi’nin 27 km. güneyindedir. Suyun ısısı 40 derecedir. Şişmanlıkta etkili olduğu belirtiliyor.
ÇANAKKALE-EZİNE-KESTANBOL TERMAL TURİZM MERKEZİ: Çanakkale’nin Ezine İlçesi’ne 15 km. Marmara Denizi’ne ise 2 km. uzaklıktadır. Suyun ısısı ana kaynakta 67 derece, çamur suyunda 68 derecedir. Banyo, çamur banyosu, inhalasyon, serpinti kürleri ile ltihaplı kadın hastalıkları, romatizma, siyatik, kireçlenme, bazı kemik tüberkülozlarında etkili olduğu belirtiliyor.
DENİZLİ-PAMUKKALE TERMAL TURİZM MERKEZİ: Ege Bölgesinde, Denizli ilinin 20 km. kuzeyinde, tarihi Hierapolis harabelerinin yanındadır. Suyun Isısı: 33-35,5 derece. İçme kürleri: Sindirim sistemi, özellikle mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları fonksiyon bozuklukları, safra kesesi ve safra yollarının kronik iltihapları, taşları, şişmanlık, diyabet, gut. Banyo kürleri: Dolaşım sistemine ait hastalıklar, kalp, beyin ve atar damarlardaki iskemik sendromlar, damar sertliği, tansiyon değişimi, bronşiyal astım vakaları.
ESKİŞEHİR-SARICAKAYA-SAKAR TERMAL TURİZM MERKEZİ: Eskişehir’in Sarıcakaya İlçesi’nde olup Eskişehir’e 33 km. uzaklıktadır. Suyun Isısı: 35 derece. Diyabet, şişmanlık, gut gibi hastalıklarda kanda birikmiş unsurları, bu arada şeker ve yağları temizlediği, asit ürik fazlalığının idrarla atılmasını sağladığı, böbrek taşlarının büyümesine engel olduğu ileri sürülüyor.

YALOVA TERMAL TURİZM MERKEZİ: Yalova İlinin 11 km. batısında, ormanlık bir boğaz içindedir. Suyun Isısı: 55-60 derece. Banyo kürleri: Romatizmal hastalıklar başta olmak üzere, hareket sisteminin ağrılı hastalıkları, ameliyat geçirmiş ağrılı batın hastalıkları, kronik iltihaplı ve ağrılı kadın hastalıkları, bacaklardaki bazı damar tıkanıkları. İçme ve banyo kürleri: Diyabet, gut, şişmanlık gibi metabolizma hastalıkları, kanda biriken kolesterin, lipid gibi yağ cisimlerinin temizlenmesi ve asit ürik birikiminin idrar yoluyla atılması.
İZMİR BALÇOVA TERMAL TURİZM MERKEZİ (AGAMEMNON TERMAL TESİSLERİ): İzmir Adnan Menderes Havalimanına 25 km., kent merkezine ise 8 km. uzaklıktadır. Kaplıcaların bulunduğu sırtlara kurulan bir teleferik ile çıkılan Balçova tepelerinin hem çam ormanları ile kaplı olması hem de rekreatif tesislerinin bulunması çekicilik unsuru yaratmaktadır. Kaynak ve kuyu sularının sıcaklığı 45-140 derece arasında değişmektedir. Romatizmal hastalıklar, sindirim sistemi, göz hastalıkları, metabolizma bozuklukları, karaciğer-safra kesesi hastalıkları, dolaşım ve kalp hastalıkları, sinir sistemi hastalıklarına iyi geldiği ileri sürülüyor.
İZMİR-ÇEŞME-ŞİFNE ILICA VE İÇMELERİ: İzmir’in Çeşme İlçesi’nin yaklaşık 5-7 km doğusundadır. Suyun ısısı 42 derecedir. Banyo ve çamur kürlerinin romatizmal hastalıklar, kadın hastalıkları, metabolizma bozuklukları üzerinde etkili olduğu, içme kürlerinin müshil etkisi yaptığı, karaciğer, safra kesesi ve pankreasın salgı faaliyetini hızlandırdığı belirtiliyor.
KONYA-ILGIN TERMAL TURİZM MERKEZİ: Konya’ya 88 km. uzaklıktaki Ilgın İlçesi’nde, Ilgın-Akşehir yolunun 2. kilometresinde bulunmaktadır. Suyun Isısı: 42 derece. Romatizmal sendromlar, karaciğer, safra yolları, metabolizma hastalıklarının tedavisinde yararlanılıyor .
KÜTAHYA/HARLEK (ILICAKÖY) TERMAL TURİZM MERKEZİ: Kütahya-Eskişehir yolu üzerinde ve Kütahya’ya 27 km. uzaklıktadır. Suyun Isısı: 25,2 - 43 derece. Romatizmal hastalıklar, karaciğer, safra yolları ve cilt üzerinde etkili olduğu belirtiliyor.
MUĞLA/KÖYCEĞİZ-SULTANİYE TERMAL TURİZM MERKEZİ: Muğla’nın Köyceğiz İlçesi’nin batısındaki Köyceğiz Gölü’nün batı sahilinde ve Ölemez Dağı’nın eteklerindedir. Suyun Isısı: 41,9 derece. Romatizmal hastalıklar, cilt, kan dolaşımı, kalp hastalıkları, solunum yolu, sinir sistemi böbrek ve idrar yolları rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, metabolizma bozuklukları ve nekahet dönemlerinde etkili olduğu belirtiliyor.
SİVAS/KANGAL BALIKLI (YILANLI) ÇERMİK : Sivas’a bağlı Kangal İlçesi’nin 17 km. kuzeydoğusundadır. Suyun Isısı: 36 derece. Yararlanma Şekilleri: Sabahları aç karnına 3-5 bardak şifalı su içilecek, günde en az 6-8 saat havuza girilecek, tedavi sırasında alkol alınmayacak, tedavi sırasında yaralı bölgelere ilaç sürülmeyecek, havuzlara aralıklı olarak girilecek. Tedavi müddeti asgari 21 gündür. Vücuttaki yara, sivilce, egzama, sedef gibi cilt hastalıklarına karşı tercih ediliyor.

Termal turizm cenneti Türkiye hakkında Bilgi

Türkiyemiz Kaynak zenginliği açısından dünyada ilk 7 ülke arasında yer alıyor. Türkiye mizin 1330 dolayında termal kaynak bulunduğunu bir çoğumuz bilmez.

Dünyada ve Türkiye’de özellikle kent yaşamının sorunlarından kurtulmak, dinlenmek amacıyla yapılan tatil programlarına son zamanlarda termal turizmin de eklenmesi ile yurdumuzdaki termal turizm olanakları gün ışığına çıktı.



Turizm Cenneti Olan ÇANAKKALE ŞEHİTLİKLER ve TRUVA



Turizm Cenneti Olan Pamukkaleden Fotoğraflar 2






Turizm Cenneti Olan Pamukkaleden Fotoğraflar






17 Şubat 2008 Pazar

Turizm Nedir Anlamı

Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen çekmek için alınan iktisadi, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, iktisadi ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır. Turizm sayesinde insanlar hem diğer ülkelerin güzelliklerini görmüş bilgi edinmiş olurlar hemde gittikleri ülkeye gördükleri yerler karşılığından para kazandırırlar. Yani turizm ziyaret edilen ülkenin ekonomisine de çokça katkı sağlar.