Türkiye’de Turizm

Deniz Turizmi : KIYI TURİZMİ

Turizm sektörü, dünyada ve ülkemizde doğa, özgü kimlik ve aktif tatil arayışının giderek arttığı yeni bir süreç içine girmiştir. Ülkemiz sahip olduğu çok zengin doğal değerler ile doğa sporlarına yönelik büyük bir potansiyelide bünyesinde barındırmaktadır. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada şeklindedir ve kıyı turizmi açısından oldukça önemlidir. Güney Ege İzmir, Çeşme, Ayvalık, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, özellikle Akdeniz sahillerimiz Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya, Mersin doğa harikası kıyılarımızdır.
YAT TURİZMİ
Akdeniz, Ege Denizi, Karadeniz ve Marmara Denizi yatçıların her gece değişik, özel demir atacakları koy, körfez ve plajların hazinesidir.
Yatçılık Türkiye'de oturanlar ve ziyaretçiler için popüler bir etkinliktir. Geçen kırk yılda sanayi gelişme göstermiş, İstanbul ile Antalya arasında kıyı çizgisi bugün çok sayıda Marino ile doludur. Bunlar muhimmat, önemli tatil merkezi ve güvenli limanlarda kıyıya çıkma imkanı sağlamakta ve eğlence mahalleri oluşturmaktadırlar.
Türkiye'nin en donanımlı marinaları güney Ege ve Akdeniz kıyılarında İzmir, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya'da yer almaktadır. Bu limanlarda, yatçılar gereksinim duydukları hizmet ve mühimmatı bulabilmektedirler.
Antalya, Dalaman, İzmir ve İstanbul havaalanları tüm Türk marinalarına süratli bağlantı kurabilmektedir. Bodrum, Bozburun, Marmaris, İstanbul, ve Karadeniz kıyılarındaki tersaneler'de inşa olunan bu gemiler, motorlarıyla birlikte tam deniz aracı teçhizatıyla donatılmaktadırlar. Guletlerdeki yolcu sayısı geminin boyuna bağlı olmakla birlikte, çoğu sekiz ile oniki kişi barındırabilmektedir.
Bu gemiler yolculara müstakil konaklama sağlayabilmekte, kiralandıklarında hizmet ve eğlence satın alabilmektedir. Modern Guletler evin tüm konforuyla donatılmış olup kendinize tümüyle hoş vakit sağlayacağınız bir çevreye özendirmektedir.
Mürettebatsız kiralama, Türkiye'de yeni bir yat kiralama yöntemi olarak başlanmıştır. Yelken açmadan önce, mürettebatsız kiralama şirketleri müşterilerine çevrenin özellikleri, hava koşulları, mühimmatın nereden temin olunacağı, tehlike anında ne yapılacağı ve benzeri konularda bilgi verirler.
İzmir şehri, gemi ve yatların devamlı dolaştığı dar ve uzun bir körfezin başında yer alır. İklimi ılımlıdır ve yazın sürekli serinletici deniz meltemi güneşin ısısını yumuşatır. Palmiye ağaçlı yollar ve rıhtıma paralel caddeler arkasında yatay balkonlarıyla şehir civardaki dağ yamaçlarını zarif şekilde devam ettirir. Kozmopolit ve canlı şehir, galeriler, tiyatrolar ve kültür olayları İzmir'e özel bir hareketlilik kazandırır.
Levent Marina bir yatçılık macerası başlatmak için uygundur. Urla iskelesinde kıyıyı dolduran küçük adalarda güzel plajlar ve demir atıldığında aletli ve aletsiz dalınacak, yüzülecek şahaser köşeler mevcut bulunmaktadır. Karaburun'da güzel oteller, çay bahçeleri ve balık lokantaları güzel dağ dekoru ve berrak temiz su arasında yer almaktadır. Çeşme Yarımadası adını bu bölgedeki çok sayıda su kaynağından almıştır. 16. yüzyılda Osmanlılar tarafından restore edilip genişletilen 14. yüzyıl Cenova Kalesi, küçük Çeşme limanına hakim konumdadır. Çeşme civarında Büyük Altın Yunus Setur Marina kompleksi ve Ilıca Dalyan'daki Çekek mahalleri güvenlik açısından kayda değerdir. İlçede, kalenin yanında, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa olunan 16. yüzyıl kervansarayı otele dönüştürülmüştür. Mükemmel alış veriş imkanıyla, en iyi kalite halılar, deri eşyalar ve hatıra eşyaları satınalınabilir. Gece, özellikle ana cadde üzerindeki lokanta, kafe, bar, diskoları bir eğlence atmosferi kaplar.
Temmuz ayında Çeşme'nin uluslararası şarkı yarışması, ilçeye heyecan ve şenlik katan dünyaca ünlü icracıları cezbeder. Bu bölgedeki termal hamamlar, Ilıca Körfezi'nde deniz suyuna karışan kıyıdaki doğal kaynakları, Çeşme'nin güneydoğusunda güzel koylar muhteşem bir manzara, rüzgar ve dalgalarla güvenlikte sakin gece demir atma imkanı sağlar. Kuşadası Körfezi, Ege sahilinin plaj, körfez ve koylarıyla güney ve güneydoğuya açılmaktadır.
Kuşadası Turban marinası, gemilere kışlama sağlayan Türkiye'nin en iyi donatılmış marinalarından biridir. Tüple dalmak çok popüler hale gelmiştir.Bar, caz klubü, disko ve kabareleri ile sahil boyunca ünlü bir gece hayatı vardır.
Kuşadası'nın güney kıyıları ile pamukkale arasında Priene, Milet, Didim, Afrodisias ve Pamukkale dahil çeşitli eski uygarlıkların önemli yerleşimler kurdukları Menderes Irmağı vadisi yer alır. Didim'deki Apollo Tapınağı antik çağların en kutsal yerlerinden biriydi. Arkeolojik mekandan uzak olmayan Altınkum Plajı tüm ziyaretçilerin yelken açma, yüzme ve rahatlama imkanı sunmaktadır.
Gökova Körfezi'ni kuzey sahilindeki Bodrum ilk "Mavi Seyahatçi" Cevat Şakir Kabaağaç yada "Halikarnas Balıkçısı'nın" memleketi idi. Tartışmasız Ege sahillerinin "en can alıcı noktasıdır." Bohem atmosferi ile çalkalanan şarkı söyleyen, dans eden ilçe Türkiye'nin artislerini, aydınlarını ve güzel hayat meraklılarını toplamaktadır.

Bodrum'da alış verişi zevk haline gelmiştir. Hatıra eşyaları her yeri doldurmuş, bazı sokaklarda yerel artistler, her şekle giren eserlerini satmak üzere bir araya gelmişlerdir. Bodrum Turban Marinası sevimli ve iyi donatılmış marinalarından biridir.
Demir atılacak yerlerden biri, güzel manzaralı Akbük'tür. Sedir Adası böcek kabuklarından kaynaşan kum ile plajın ve körfezin karşı yakasındaki Kıran Dağı'nın manzarasını ön plana çıkarmaktadır.
Marmaris Koyu sakin bir gölü andırmakta ve yatlara Çekek mekanı oluşturmaktadır. Eski Marmaris, Fizikos, Anadolu - Rodos - Mısır - ticaret yolu üzerinde önemli bir merhale idi. Çam ormanları Marmaris'i çevreleyen ormanları kaplamıştır; sahilde beyaz bir kum ve kaya çizgisi yeşili maviden ayırmaktadır. Sörf ve su kayağı yapanlar Marmaris’in koşullarında kaynaşmaktadırlar.
Deri ve süet eşyalar, bakır ve pirinç ürünleri mücevherat ve oniksten oyma eşyalar bulabilirsiniz. Türk halıları, tekstil ve iğne oyaları gayet iyi el sanatı ürünleri oluşturur ve mahalli ürün olarak çam kokulu bal şahanedir.
Türkiye’nin en büyük ve iyi donanımlı marinalarından biri olan Marmaris Netsel Marina ile kışlama ve yat bakımı konusunda en iyilerinden Marmaris Albatros Marina, Marmaris’i Ege kıyısında mavi seyahat başlangıç noktası haline getirmiştir.
Delikli Ada Ekincik’in güneydoğu kıyısı dışında yer almaktadır. Yatçılar adaya demir atıp Dalyan Deltası’nı daha küçük bir gemi ile gezerek, tarz değiştirmekten hoşlanmaktadırlar. Ağzındaki uzun, altın rengi, kumlu plajda delta, bir doğa koruma alanı ve deniz kaplumbağları (caretta caretta) ile mavi yengeçlerin sığınağıdır. Irmağın kavis yaptığı yerde, eski liman şehri Kaunos’un üzerindeki yamaç yüzünde, kayaya mezarlar oyulmuştur. Delikli Ada’nın güneydoğusunda Sarı Germe bulunur.
Göcek Körfezi, Akdeniz’in en iyi yatçılık merkezlerinden biridir. Adalarla çevrilmiş ve deniz manzarası Körfezin en güney ucundaki eski Arimeksa şehrinin kalıntıları, mavi suların uzantısında yer alır. Tersane Adası’nın karşısında, eski tersanelerinde bulunduğu Bizans harabeleri yer alır.
Tatil ilçesi Fethiye’nin önemli bir marinası bulunmaktadır ve Adalarla kaynaşan güzel bir körfeze bakmaktadır. Eski binaların ön cephelerini örnek alan çok sayıda Likya kaya mezarı tepenin yüzüne oyulmuştur. Belceğiz Körfezi ile, sakin, kristal duruluğunda suyun yüzme ve diğer su sporları için ideal olduğu yer Ölü Deniz'dir. Gemiler Adası’nda Bizans harabeleri çamlar arasına sıkışmıştır
Türk ve yabancı yatların uyması gerekenler;
Türk ve yabancı yatlar, Türk limanları arasında seyredeken “Yat kayıt belgesinde” liman başkanının onayını almak zorundadırlar.
Yabancı limanlara hareket ederken veya dönerken, Türk ve yabancı yatların, gümrük, sağlık ve pasaport polisi yetkilileri nezdinde tüm işlemlerini tamamlamış olmaları gerekir.
Seyahat tamamlandığında yat sahibi veya kaptanların yat kayıt belgesinin yatta kalan suretini liman başkanına teslim etmeleri zorunludur.
Türkiye’ye yatları ile birlikte giriş yapan yabancılar, yatlarını belgeli bir yat limanına veya yat çekek yerlerine iki yıla kadar bir süre için kışlama, bakım ve onarım amacı ile bırakarak başka bir vasıta ile Türkiye’den ayrılabilirler.
Bu halde yat limanı veya yat çekek müdüründen alacakları bir belge ile mahalli gümrük idaresine başvurdukları takdirde, gerekli işlem yapılır.
Bu suretle yat limanında veya yat çekek yerlerinde kışlayan en az iki yılda bir sahipleri tarafından kullanılan yatlar ayrıca bir izne gerek kalmaksızın beş yıla kadar Türkiye’de kalabilirler.
Beş yılın bitiminde bu süreyi uzatmaya Turizm Bakanlığı yetkilidir.
İnanç Turizmi

2000 yılında tüm dünyada kutlanacak olan ısa'nın doğumunun 2000. yılı etkinlikleri çerçevesinde, Türkiye'de "İnanç Turizmi" adı altında bazı faaliyetlerin gerçekleştirilmesi yönündeki çalışmalara, 1995 yılından itibaren başlanılmıştır. İnsanlık tarihinin üç büyük dini olan Müslümanlık, Hristiyanlık ve Musevilik, dünyanın en büyük uygarlıklarını barındıran Anadolu topraklarında olgunlaşmış ve etkileri tüm dünyaya yayılmıştır. İç büyük dinin günümüze kadar ulaşan eşsiz eserleriyle büyük bir potansiyel oluşturan ınanç Turizmi, ülkenin diğer tarihi kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleriyle birleştirilerek Türkiye'nin tanıtımı amaçlanmaktadır.
2000 yılına kadar sürdürülecek etkinliklerin etapları olan ınanç Turizmi Tur 95, 96 ve 97 projeleri çok sayıda yabancı tur operatörleri, konu ile ilgili uzman kişiler ve basın mensuplarının katılımı ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bunların yanısıra 2000 yılının, dini turizm de dahil olmak üzere Anadolu'nun eşsiz kültür zenginliğini dünyaya tanıtmak için önemli bir fırsat olduğunu düşünen Turizm Bakanlığı'nın girişimi sonucu, Başbakanlığın koordinasyonu ve ilgili kuruluşların katılımı ile "Anadolu 2000" adı altında devlet projesi niteliğinde bir proje gerçekleştirilmesi çalışmalarına başlanılmıştır. 2000 yılında Kudüs'e akın etmesi beklenen tahminen 50 milyon kadar Hristiyan'ın, Anadolu'daki Hristiyanlık dönemi eserlerine de büyük ilgi göstereceği tahmin edilmektedir. Nitekim ısa Peygamber'in Kudüs'te çarmıha gerilmesi ile havarilerin isa'nın yaşam biçimi ve öğretilerini yaymak için Anadolu'yu seçmeleri, Anadolu'da ilk Hristiyanlık merkezleri ve kiliselerinin oluşmasına neden olmuştur. Mevcut sayısız kilisenin yanında Anadolu'da Hristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen bazı merkezler şunlardır:
Antakya
Hristiyanlığın en önemli merkezlerindendir. Hristiyanlık, bu ismi ilk defa burada almıştır. Havarilerin tüm tanıtım seyahatlerinin rotaları burada hazırlanmıştır. St. Pierre'nin Antakya'ya geldiğinde ilk konuşmasını yaptığı St. Pierre Kilisesi ve Manastırı kentten 2 km. uzaklıkta Reyhanlı yolu üzerindedir. Reyhanlı ilçesinde bulunan "Kızlar Sarayı"nın 5.yüzyılda yapıldığı sanılır. ılk Hristiyanlık döneminde Kuzey Suriye'nin en önemli dinsel merkezi olup kilise, manastır ve bunlarla ilgili yapılardan oluşmaktadır. Yöreye "Rahibeler Manastırı" da denilmektedir. St. Barlohom Manastır Kilisesi ise antik Cossios (Keldağ) Dağı'nda, Yeditepe köyünün 3 km. güneybatısındadır. St. Barlohom adına yapılmış kilise iki nefli ve haç biçimi planlıdır.
Tarsus
St. Paulus'un doğum yeri olması nedeniyle Tarsus, Hristiyanlık'ın önemli kentlerinden biridir. St. Paulus'un öğrencilerinden olan Aya Thekla'nın ıkenion (Konya) ve Pisidya Antiokheiası'nda (Yalvaç) sürdürdüğü Hristiyanlığı yayma çabaları, yörenin diğer önemli dinsel merkezi olan Silifke'de sona ermiştir. Aya Thekla 5. yüzyıl Hristiyanlık dünyasının saygın kişilerindendir. Bu azize, Silifke'nin eski kent tanrıçası Athena'nın yerini almıştır. 1. yüzyılda azizenin sığındığı yeraltı mağarasının üzerine yapılan Thekla Bazilikası plan bakımından Suriye kiliseleriyle benzeşmektedir. Bazilikanın yaklaşık 150 m. kuzeyindeki kubbeli kilise, orta sofanın doğu bölümü üstündeki kubbesiyle dikkat çekmekte ve aynı zamanda bazilikanın kubbe ile birleştiğini göstermektedir. Kilise ayrıca, sonraki yıllarda İstanbul'daki Ayasofya'da doruk noktasına ulaşan; kubbenin orta sofanın tam merkezine konularak diğer bölümlerin bu merkeze göre düzenlenmesi tekniğinin ilk aşamasını göstermesi bakımından büyük bir öneme sahip bulunmaktadır.

Yöredeki diğer Hristiyanlık merkezlerinden biri de Alahan Manastırı yapılar topluluğudur. Kayalara oyulmuş keşiş manastırları buranın başlangıçta bir inziva merkezi olduğunu göstermektedir. Mağaraların yakınında ise ilginç süslemeleri ile dikkat çeken büyük bir bazilika bulunmaktadır. Bazilikanın kapı süslemelerindeki kabartmalarda Cebrail ve Mikail oldukları kabul edilen iki meleğin bir takım simgesel yaratıkları ezdikleri görülür. Bunların Anadolu'nun çok tanrılı inançlarındaki kutsal varlıkların simgeleri olabileceği ileri sürülmektedir.
Efes
Dünyanın ilk yedi kilisesinin ilki olan ve Hristiyanlığın yayılışının odak noktası olarak görülen Efes, Meryem Ana'nın son günlerini geçirdiği ve öldüğü yer olarak kabul edilmektedir. Nitekim ısa'nın 12 havarisinden biri olan St. Jean, İsa'nın ölümünden sonra Meryem'i de yanına alarak Batı Anadolu'ya gelmiş (M.S. 42-4 ve dönemin en büyük kentlerinden olan Efes'e yerleşmiştir. Meryem'in Efes'te yaşadığı sanılan ev, Hristiyanlığın kutsal merkezlerinden biri olup, ziyaret yeri olarak önemini günümüzde de sürdürmektedir.
M.S. 53-56 tarihlerinde St. Paul de kente gelmiş ve kaldığı süre içerisinde yörede Hristiyanlığın yayılması için çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sonucu ise Efesos (Selçuk), Symrna (ızmir), Pergamon (Bergama), Sardes (Sart), Philedephia (Alaşehir), Laodikeio (Denizli) ve Tyateiro'da (Akhisar) Hristiyanlığın ilk yedi kilisesi oluşmuştur. Ayrıca M.S. 435'te Hristiyanlığın III. Konsülü Efes Meryem Ana Bazilikası'nda toplanmış ve ısa ile Meryem'in tanrısal nitelikleri tartışılmıştır.

İznik
Hristiyanlık tarihine yön veren iki önemli konsül M.S. 325 ve 381 tarihlerinde İznik'te toplanmıştır. M.S. 325 tarihinde Roma ımparatoru Konstantinus tarafından Hristiyanlar arasındaki ayrılıkları gidermek için toplanan İznik Konsülü Roma İmparatorluğu'nun resmen Hristiyanlaşması açısından ilk önemli adım olmuştur. M.S. 381 yılında ikinci kez toplanan İznik Konsülü ile de Ortodoksluk Doğu Roma'nın resmi dini olarak kabul edilmiştir.
İstanbul
Dünyanın dört büyük Ortodoks merkezlerinden biri olan ıstanbul'da V. Konsül toplantısı yapılmıştır. Ayrıca tüm devirlerin en görkemli yapıtı olan Ayasofya da bu kentte bulunmaktadır.
Kapadokya
Erken Hristiyanların kayaları oyarak yaşadıkları yeraltı kentlerinin, kilise ve manastırlarının bulunduğu Kapadokya bölgesi, bugün aynı zamanda ilginç yeryüzü şekilleri ve peribacaları ile de tanınmaktadır.

Demre
M.S. 4. yüzyılda yaşayan ve hümanist fikirleriyle tanınan ünlü Noel Baba'nın (St. Nicholas) yaşadığı ve piskopos olduğu yerdir. Her yıl Aralık ayında düzenlenen Noel Baba Törenleri; noel tatillerini bu antik Likya şehrinin sıcak kumsallarında geçiren çok sayıda turisti biraraya getirmektedir.
Antalya
İncil'de adı geçen ve Aziz Paul'ün ziyaret ettiği yerler arasındadır. Ayrıca eşsiz güzellikteki doğası, modern otelleri, spor etkinlikleri, yat limanları ve çok sayıda kamping alanları ile ülkenin en önemli turizm merkezidir.
Yalvaç
Hristiyanlığın yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Aziz Paul'ün ziyaret ettiği yerler arasındadır.
Şanlıurfa
Tarihi 9000 yıl öncesine dayanan Şanlıurfa; Müslümanlığın, Museviliğin ve Hristiyanlığın genetik olarak büyükbabası olan Hz. İbrahim'in doğduğu, Hz. Eyyüb'ün yaşadığı ve Hz. İsa'nın kutsadığı ülkenin önemli bir inanç merkezidir.

Harran
Kutsal kitaplarda adı geçen Harran, İnanç Turizmi'nin Türkiye'deki odak noktalarından biridir. Kutsal kitaplarda yazılanlara göre ıbrahim Peygamber, Şanlıurfa'dan güneye doğru göç ederken Harran'da konaklamıştır. İbrahim peygamberin babası Terah burada ölmüştür. Ayrıca Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'i oluşturacak olan genetik ürünlerin temelleri de Harran'da atılmıştır.
Ağrı Dağı
Tufandan sonra Nuh'un gemisinin Ağrı Dağı eteklerinde karaya oturduğuna dair kutsal kitaplarda bilgiler bulunmaktadır.
Trabzon
Ortodoks dünyasının kutsal dağ manastırları Trabzon çevresinde bulunmaktadır. Sumela (Meryem Ana) Manastırı, Konagio Thaoskepostas (Kızlar Manastırı), Kaymaklı Manastırı, Vazelen Manastırı ve Gregorius Peristere (Kustul) Manastırı bunlardan bazılarıdır.
Konya
İncil'de ismi geçen önemli bir dinsel merkezdir. St. Paulin'in MS 47-50 ve 53 yıllarında ziyaret ettiği ileri sürülen şehir 2. yüzyıldan itibaren önemli bir din merkezi olarak ilan edilmiştir. Kent Roma ımparatorluğu'nun kuruluşundan sonra da önemini korumuştur.
Sanat Turizmi